Hayatınızın belli bir programa göre yaşayamamanız bazı rahatsızlıklara yola açar. Düzensiz beslenme, hareketsiz kalma ve yoğun iş temposuna bağlı olarak metabolizmanız zamanla bozulmaya başlar. Bu bozulma; daha sonraki yaşlarınızda kronik hastalıklara ve hızla kilo almanıza sebep olacaktır.
Bir günde yediğimiz yemeklerin sıklığına özen göstermeli, yemek yeme sıklığını maksimum üç saat olarak belirlememiz gerekir. Yaşam şeklimizi bu temel ihtiyaca göre ayarlamak, hayatımızı yemeklerimize göre değerlendirmek durumundayız.
Protein, diyet için gayet önemlidir. Ancak aşırı tüketildiği zamanlarda aşırı yağlanmaya bağlı kilo almaya ve kronik hastalıklara davetiye çıkarır. Baklagillerin ve et ürünlerinin içerisinde barınan bu besin öğesi, kararınca tüketilmelidir. Kuru meyve çeşitleri ve yağlı tohumların da vücudumuza pozitif bir etkisi olacaktır. Metabolizmanın hızlanmasında olumlu bir etki yaratan bu gıdalar, birer protein deposudur.
Metabolizmamızı hızlı bir şekilde çalışmasını sağlamak için ihtiyacımız olan tek besin protein değildir. Bol su tüketmek de metabolizmayı olumlu yönde etkileyen faktörlerden bir tanesidir. Boşaltım sistemimizin temel maddesi olan su; zehirli atıkların vücuttan çıkmasında büyük pay sahibidir. Gerek böbreklerle gerekse deri aracılığıyla vücuttan zehri atmada başroldedir. Vücuttaki su kaybı da olumsuz bazı etkilere yol açabilir. Deride kızarma, yorgunluk ve baş ağrısı gibi şikayetlere sebep olur.
Egzersiz konusunda ise fazla vakitlere ve ağır yürüyüşlere kesinlikle ihtiyacımız yoktur. Yapmamız gereken tek şey günde yarım saat kendimize ayırmak olacaktır. Böylelikle metabolizmamızın zamanla daha hızlı çalışmasını sağlayabiliriz.
0 yorum:
Yorum Gönder